İDİL TULUN *Karantina ve Gelgitli Ruh Hâllerimiz






KARANTİNA GÜNLÜKLERİM "12.04.2020"
Tarihler boyu dünyayı etkileyen büyük salgın hastalıklar olmuş. Jüstinyen vebası, Kara veba, kolera salgınları, İspanyol gribi, Asya gribi vb. gibi uzun zaman süren hatta tekrarlayan, dünyayı etkisi altına alan salgınlar... Bizim çağımıza düşen de Korona virüs pandemisi oldu. Ufak ufak Kuş gribi, Ebola virüs, Domuz gribi, Sars, Mers derken bir anda bu son ikisinin karışımı olan Covid-19 adı verilen bir virüs türeyiverdi 20 Aralık 2019 günü Çin’in Wǔhàn kentinde... Açılımı şöyle: CO, Korona'nın cosu; VI, virüs D, december yani aralık ayı, 19 da 2019...

Bu hastalığın, Çin pazarında satılan yarasadan çorba yapan bir Çinlinin virüs kapmasıyla Çin halkına bulaştığı söyleniyor. Oradan uçak yoluyla İtalya, İspanya derken ver elini bütün dünya...
Hah, bize de bu düştü. İçinde bulunduğumuz çağa...

Tabii ki Türkiye de tüm dünya gibi payına düşeni aldı ve yaşıyor. Daha doğrusu yaşamıyor, hayat durdu. Dünyada hayat durdu. Durdu derken durmadı da yaşam akışı kesildi. “Sosyal mesafe” diye bir terim türedi ya da vardı da biz yeni öğrendik. “Social distancing”...

Neyse virüs bulaşmasın diye önce insanlar maske ve eldiven takmaya başladılar. Ama bir de baktık ki o da yetmiyor. Hastanelere kaldırılanlar, entübe olanlar, yoğun bakıma yatanlar, vefat edenler...
İyileşenler de var tabii...

Önce yetmiş yaş üstü kurtulamıyor dendi. Sonra yaş ortalaması ellilere indi. Daha sonra da yaş otuza, kırka indi. Görünen o ki, bağışıklığı düşük olsun olmasın insana bulaşıyor.

Bulaşma kapasitesi çok kolay ve çok hızlı bir virüsmüş. Virüs "bulaş oldu"ktan sonra -o da ne demekse- on dört ila yirmi sekiz günde aktif hâle gelebiliyor. Daha ziyade on dört gün kabul gördü. O yüzden on dört günlük karantina uygulanmaya başladı. Virüsü kaptığından şüphe edenler başkasına bulaştırmamak için veya virüsü kapıp iyileşen herkes yeniden aktive olma ihtimaline karşı on dört gün izole olacak. Kapan tekrar kapabiliyor. Herkes evine kapanmaya başladı yavaş yavaş...

Hâl böyle olunca, insanlar birbirine uzak kalmaya başladılar. Önce toplu taşımalardan uzaklaşıldı. Tüm dünyada önlemler ve yasaklar başladı. Türkiye için sıralama şöyle oldu; İlk olarak okullar tatil oldu, aynı anda kafeler kapatıldı, sonra bazı iş yerlerleri “home-office” olarak bildiğimiz evden çalışma olayına geçtiler. Derken iş gittikçe büyüdü ve altmış beş yaş üstüne sokağa çıkma yasağı geldi. O arada sayfiye yerleri, mesire alanları, parklar AVM’ler onlar bunlar kapatıldı. Ardından yirmi yaş altına sokağa çıkma yasağı derken hooop, hafta sonları sokağa çıkma yasağı gibi kademeli izolasyon sağlanmaya başladı. Belki daha da uzatırlar. Bazı ülkeler hemen tüm ülke genelinde sokağa çıkma yasağı ilan etti ki en iyisi de buydu.

Sonuç olarak evlerine hem zorunlu hem gönüllü olarak kapanan herkesde birtakım hâller oluşmaya başladı. Yeni huylar, yeni alışkanlıklar yeni anksiyeteler edindik dünyaca... 

YEPYENİ ALIŞKANLIKLAR GICIR GICIR GELGİTLER
Onları gözlemledim ve birazını maddeler hâlinde, hemen şimdi örnekleyeceğim. Birazını mı? Buyursunlar:

* “Bence abartılıyor.” düşüncesinden “durum çok kötü”ye evrilen sonra yine “Çevremde hiç bulaşan yok, gereksiz mi kasıyoruz acaba?”ya, oradan da  “Ay! Evden burnumuzu çıkarmayalım ortam feci..”ye doğru gidip gelen düşünceler silsilesi…
* Evde sürekli bir bayram temizliği yapmak.
* Evdeki tüm dolap, baza, raf, çekmece içlerini düzenlemek, gereksizleri elemek, atmak, vermek.
* "Zoom" toplantılarına katılmak.
* “Sosyal hayatta görüşemiyorsak teknolojiden yararlanalım.” diyerek 150 tane "WhatsApp" grubu açıp “Off, sürekli mesaj geliyor, yetişemiyorum, beynim eridi çın çın, başka iş yapamaz oldum.” diyerek grupları sessize almak. Sonra yine sesini açmak sonra yine sessize...
* Uygulama üzerinden arkadaşlarla çoklu görüntülü sohbet yapmak.
* Toplu yapılan görüntülü sohbet "screenshotlarını stroy"de yayınlamak.
* İnsanların kayıtsızlığına sinirlenip eleştirmek.
* “Ay boğazım ağrıyor iki gündür, kesin bulaştı” kafasına girmek.
* Bacak ağrıları...
* Buzdolabıyla gereksiz yakınlaşmalar.
* Bi’ sigara yakıp sigarayı bırakmaya karar vermek.
* Bi’ gün sigarayı azaltmak diğer gün çoğaltmak.
* Aç kalmayalım diye şuursuzca aldığın un, yumurta, süt gibi istif gıdaları fütursuzca börek, çörek, kek, poğaça yapımıyla tüketmek.
* Ev yapımı ekmeğini pişirir pişirmez "stroy"’da paylaşmak.
* Her gün vitamin içmek.
* Bilumum multi-vitamin ürünlerinin peşine düşmek.
* “Artık çok daha steril yaşamalıyım” kafasıyla ultra hijyenik ve temkinli davranma kararı alıp “Amaan dünyanın sonu gelmiş, istediğimi yer içerim, yaparım.” kafası arasında gidip gelmek.
* Obsesif kompulsif hareketler... OCD eğilimleri.
* Online uygulamalardan, toplasan beş kez yapacağın spor için, spor gereçleri siparişleri vermek.
* Arada bir, sokağa çıkma yasağı gelecek korkusuyla kıtlık endişesine kapılıp gerekli gereksiz market alışverişi yapmak.
* Sağdan soldan komplo teorilerini okuyup okuyup "kesin 5G’den, yok yok ekonomi değişecek, Çin öyle olacak, Amerika böyle olacak, AB şooolacak, aslında pandemi yok, gerçekten pandemi var, sayıları saklıyorlar, olduğundan az söylüyorlar, sayıları fazla söylüyorlar başka şeyden ölenleri de Korona diye yazıyorlar, sanayi devrimi gibi teknolojik devrim, biyolojik savaş, bence kendileri çıkardı önünü alamadılar, yok yok doğal yolla çıktı adam yarasa yemiş, önceden biliniyordu bu virüs" vb varyasyonlardan "insana ihtiyaç kalmadı insanların yaptığı işleri robotlar yapacak, robotları ve dijitalizmi hayata sokacaklar o yüzden dünya nüfusunu 7.5 milyardan 500 milyona düşüreceklermiş, uzaylılar yaptı, bence insan nüfusu azaldıktan sonra dünyayı uzaylılar istila edecek" gibi çılgın fikirlere yelken açmak...
* “Korona da neymiş, bana bi’şey olmaz.” düşüncesiyle “Hepimize bulaşacak Korona'lanıcağız” düşüncesi arasında gidip gelmek. Söylemesi bile zor değil mi? Korona'lanıcağız!.. 
* İstif yapmak, yapmaya yeltenmek.  
* Sürekli yemek yapmak.  
* “Öksürdüm, kuru mu öksürdüm yoksa, yok yahu anlık bi’ gıcık geldi” şeklinde iç monologlar.
* “Oram buram ağrıyor” hâli.
* “Bak ben geçen ay bi’ grip oldum. O zaman bilinmiyordu. Kesin Korona'ydım çok acayipti çünkü” tezleri...

SÖZÜ UZATMAK İSTEMİYORUM 
Gerçekten de sözü uzatmak istemiyorum.
Şu gelgitleri de mutlaka yazmam gerek. Hemen bitireceğim.

* İnstagram’da bütün astrologları takibe almak, aniden gelişen astroloji merakı.
* Korona pozitif haberi gelen ünlüyü hemen instagram’da "stalklamak".
* Komik "caps"ları birbirine yollamak.
* Nostradamus türevi kâhinlerin dediklerini düşünmek.
* Bir gün “Çok yakında biteceğine inanmak”, diğer gün “yıllar sürecek yandık bittik" kafasına girmek.
* Bakımlı olmaya devam diyerek "düzenli iyi giyinme, evde bile olsam makyajım da tam olmalı" fikriyle "cildimi dinlendireceğim, makyaj, saç boyama, fön, oje sürme işlerine ara vereceğim" fikri arasında gidip gelmek.
* ”Bu da mı bize denk geldi ya?” diye içinde bulunduğun çağa, jenerasyonuna söylenmek.
* "WhatsApp"a gelen videolara “Abi artık yollamayın, ben artık bakmıyorum, görmek istemiyorum deyip 2 saat sonra WhatsApp grubuna  video göndermek.
* Korona virüs yüzünden, "bir tek kendisinin ekonomisinin, psikolojisinin çöktüğünü sanıp yakınanlar"a sinirlenip atar yapmak.
* Durmadan haber izlemeye başlamak.
* Durmadan ana haberleri, haber sonrası yorum programları, bilumum tıp doktoru ve bilim adamlarının bulunduğu  programları, ekonomi programlarını, komplo teorisi haberlerini izlemek.
* Bir daha haber izlemeyeceğim diye karar almak sonra yine izlemek.
* Cerrahi el yıkama tekniğiyle el yıkamak.
* “Evde ailemle daha çok vakit geçiriyorum, evimde mutluyum” kafasından “Yeter ulan yarın kendimi dışarı atacağım” düşüncesi arasında gidip gelmek.
* Cep telefonuna online sipariş verilebilen tüm market vb. uygulamalarını yüklemek.
* Arada bir, kaç tane tuvalet kağıdı kaldığına göz ucuyla bakmak.
* "Netflix" bağımlısı olmak.
* Bir diziye başlayıp yarım bırakmak, bir başkasına başlayıp onu da yarım bırakmak.
* Kitap okurken 5 sayfa ne okuduğunu bilmeden, kendini “ Ne zaman bitecek bu Korona” diye düşünürken bulmak.
* Geç yatmak, geç kalkmak.
* Aşırı spor yaptıktan sonra gereksizce abur cubur yemek.

UZUN SÖZÜN KISASI NASIL OLUR 
Ben bitirmeye çalıştıkça yazı uzayıp gidiyor.
Korona için de böyle söylüyorlar, belki o yüzdendir. Yıllarca sürecekmiş!
Şunları da ekler eklemez, susacağım.

* Astroloji’de hangi burç etkisindeyiz, 1920’de İspanyol Gribi’nde hangi gezegenler hangi burçtaydı. Vebada, hummada efendime söyleyeyim Kuş gribinde, Domuz gribinde, SARS’ta, MERS’de gezegenlerin konumu neydi hesaplamalarına yönelip bi’ bağlantı arama eğilimi.
* Marketten gelen torbaları, onları bunları bi‘ gün balkonda bekletip ertesi gün sabunla yıkayıp öyle açmak.
* Saçma bi atalet hâline bürünmek ile aşırı aktif iş yapar modu arasında geçişler yapmak.
* Aşırı bi’ "story" atma hâli.
* Balkonda konuşlanmak.
* Evinin sokağında volta atmak.
* Baş ağrısı.
* Market vb işler için evden çıkıp, döndüğünde büyük suçluluk ve pişmanlık dolu bir ruh hâli.
* Eski resimleri paylaşıp durmak.
* Aniden diyete girip, “E, amaan! Zaten dünyanın sonu geliyor hiç kasamayacağım.” deyip diyeti bozmak.
* "Yok abi hiç çıkmıyorum ben!” dediğin arkadaşlarının “Bize de mi Korona?” sitemlerine “Kralı gelse Korona!” açıklaması yapmak.
* Bu insanlıkta derin izler bırakacak sosyolojik bir olay gibi rasyonel yorumlardan, Atlantis'in de aşırı teknolojiden sonu geldi, dünyanın sonu geliyor zaten 2012’de bütün dünyada gök yüzünden duyulan o garip sesler surdu. 'Birinci sur üflendi.' kaldı geriye iki" diye gizemli konulara yönelmek.
* Sıkkınlık, bıkkınlık, bezginlik, stres, gerginlik, evham, anksiyete, üzüntü, agresyon hâlleri arasında geçişler yapmak.
* Sürekli sabit telefona bakmaktan boyun tutulmaları.
* Ünlülerin açtığı "Instagram" canlı yayınlarına katılıp 5 dakika duramadan çıkmak.
* Üçlü koltukla bütünleşmek.
* Kendini sürekli bi’ "Hollywood" filmi içerisinde gibi hissedip arada bir olayların gerçekliğine inanamamak.
* Nasıl bir dünyaya uyandık düşüncesi ve içsel sorgulamalar.
* Gargara yapmak.

UZUN SÖZÜN KISASI ŞÖYLE OLUYOR: İNANIN BİTİRİYORUM
Vallahi de billahi de bu son bölüm.
Üstelik diğerlerinden kısa olacak. Dua edelim de insan hayatı kısa olmasın.

* "Artık hiç bi' şey eskisi gibi olmayacak yeni düzene ayak uydurmalıyım." diyerek farklı "home-office" sektör arayışları.
* Film/dizi önerileri almak/vermek.
* Gereksiz instagram filtreleriyle denemeler yapmak
* Yolda yürürken insan görünce aniden yolunu değiştirmek.
* Her dakika eline koluna kolonya püskürtmek.
* Göz seyirmesi.
* Alışveriş sitelerinden kıyafetleri, onları bunları sanal sepete atıp, aniden gelen “Paramı tutmalıyım, ne olacağı belli değil, kargoculara da boş yere yük olmayayım.” düşüncesiyle 2 saatte seçtiğin tüm ürünleri almaktan vazgeçip iptal etmek.
* İnstagram üzerinden "challenger"lere katılmak.
* Maske ve eldiven takmak.
* Antidepresana başlamak.
* Birtakım doktor ve bakanlıkları "Twitter’dan, Instagram"dan takibe almak.
* "Amannn bir aya biter!" kafasıyla "Kesin 2 sene böyleyiz!" kafası arasında gidip gelmek.

Söz verdim, sözümü tuttum. Şahitsiniz, yazı bitti işte!
Şimdi sıra Korona'yı biitirmekte...

Var mı eklemek isteyen?


İdil Tulun 12 Nisan 2020